Kulübümüzün Şampiyonlar Ligi’nden men edilmesiyle sonuçlanan UEFA & TFF ortak girişimi sürecinde, UEFA tarafından gönderilen mektup üzerine, Fenerbahçe Spor Kulübü olarak ilgililerden tek bir talebimiz oldu: yalnızca adalet ve eşit muamele istedik, ne daha fazlasını, ne daha eksiğini talep ettik.
UEFA’dan TFF’ye iletilen, TFF’den de bize 23 Ağustos 2011 saat 16:00 civarında sunulan, "UEFA Bildirimi Hakkında" konulu mektup ile Kulübümüzden, Şampiyonlar Ligi’ne katılımdan vazgeçtiğimizi, 24 Ağustos 2011 saat 12:00’a kadar, 18 saat gibi mantıkla izah edilemeyecek kısalıkta bir süre içerisinde, beyan etmesi istenilmişti.
Fenerbahçe Kulübü olarak tek bir mantıklı beklentimiz vardı, o da TFF’nin henüz daha bir hafta önce vermiş olduğu kendi kararı arkasında durmasıydı, ne var ki bu TFF’ce yapılmadı, Kurum daha henüz bir hafta önce verdiği kendi kararının arkasında durmadı.
TÜRKİYE’DE SORUŞTURMAYLA İLGİLİ İŞLEYEN YARGI SÜRECİNE SAYGI DUYULMAMASINI ve EN TEMEL HUKUK KAİDELERİNDEN OLAN MASUMİYET KARİNESİ ile SAVUNMA HAKKINA RİAYET EDİLMEMESİNİ, TÜM TÜRKİYE’YE YAPILMIŞ BİR 2. SINIF ÜLKE MUAMELESİ OLARAK GÖRÜYORUZ ve KESİNLİKLE KABUL ETMİYORUZ!
Tam da bu noktada, olayımızdaki hukuksuz baskılara maruz kalan TFF değil de bir başka ülke federasyonu olsa sonuç yine böyle mi olurdu diye sormak istiyoruz. Bu sorumuza yanıtı, ülke kamuoyumuz ile bazı uluslararası örnekleri paylaşmak suretiyle hep birlikte sorgulamak isteriz:
1.Hatırlanacağı üzere İtalya’da, 2006 yılında ortaya çıkan skandalda, şike yaptığı tespit edilip kesinleşen Milan’a önce Seri B’ye düşürülme cezası verilmiş, daha sonra ise kulübün bir üst kurula yaptığı itirazın kabul edilmesini takiben şikeden dolayı Seri A’da kalmak ile birlikte 8 puanının silinmesine karar verilmişti. UEFA, şike yaptığı kendi ulusal federasyonunun kararı ile kesinleşmiş ve ceza almış Milan’ı Şampiyonlar Ligi’nin söz konusunu 2006-2007 sezonuna katılımdan men etmemiştir ve ne tesadüftür ki Milan o sezon Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuştur. Diğer bir deyişle UEFA, en önemli markası olduğunu belirttiği Şampiyonlar Ligi’ne, adı şikeyle anılmak bir yana bundan ötürü mahkum olmuş bir takımı dahil etmekten kaçınmamıştır. Hal böyle iken, aynı UEFA’nın daha soruşturma aşaması süren, ulusal federasyonun henüz herhangi bir karar alamamış olduğu olayımızda sergilediği yaklaşım hakkaniyet çerçevesinde izah edilememektedir.
2. Bir diğer örnek, güncel bir dosyadan olup, şike iddiaları nedeniyle Yunanistan’da Disiplin Kurulu tarafından bir alt lige düşürülen Olympiakos Volou ve Kavala kulüplerinin Tahkim Kurulu’na yaptıkları itirazın kabul edilmesi üzerine, iki takım da 2. Lig’e düşmeyerek, Olympiakos Volou’nun sezona -10, Kavala’nın ise -8 ceza puanla başlamasına karar verilmesi olayıdır. (Son bilgilere göre bu kulüpler Yunan Spor Mahkemesi tarafından amatör lige düşürülmüştür.)
3. Şimdilik vereceğimiz bir başka örnek ise Portekiz’dendir. Porto kulübü ile ilgili UEFA karar vermek için, 2004 yılında söz konusu olan şike iddiaları ile ilgili olarak Portekiz makamlarınca yürütülen yargı sürecinin neticelenmesini tam 4 yıl boyunca beklemiş, kendi kararını yargı sürecinin neticelenmesi için 4 yıl bekledikten sonra vermiştir.
EŞİT MUAMELE İLKESİ IŞIĞINDA ADİL YARGILANMA TALEBİMİZ, KULÜBÜMÜZE, TÜRK FUTBOLUNA ve ÜLKEMİZE REVA GÖRÜLEREK UYGULANAN HUKUKSUZ DAYATMAYA KARŞI DURUŞ SERGİLEYEMEYEN TFF TARAFINDAN TEMİN EDİLMEMİŞTİR.
Şunun çok iyi bilinmesini isteriz ki Kulübümüz, maddi manevi tüm yasal haklarını her türlü mecrada aramaya kararlılıkla devam edecektir.
Fenerbahçe Spor Kulübü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder